top of page
İSLAM'IN SAKINILMASINI İSTEDİĞİ DAVRANIŞLAR

BAŞKALARININ KUSURLARINI ARAŞTIRMAK
İnsanlar eksik yönlerinin araştırılmasını, kusurlarının başkaları tarafından bilinmesini istemez, bundan rahatsızlık duyarlar. Başkalarının eksik ve kusurlu yönlerini araştırmak, onları başkalarına anlatmak insan onuruna
saygısızlıktır, aynı zamanda özel hayatın gizliliği hakkını ihlal etmektir. Bu kötü davranış, toplumda barış ortamına zarar verir. İnsanların huzursuz ve mutsuz olmasına yol açar. Dostlukları, arkadaşlıkları bitirir. Kusur aramayı
alışkanlık hâline getirenler her şeyde bir eksik arar, başkalarındaki olumlu özellikleri göremezler. Bu da onların başkalarıyla dostluk ve arkadaşlık kurmalarına engel olur. Böyle kişiler, başkalarının kusurlarıyla uğraşmaktan
kendi hatalarını görüp düzeltme fırsatı bulamazlar. İnsanların gizli kusurlarının, günahlarının, yanlış davranışlarının açığa çıkarılıp yayılması toplumda hayâ duygusunu yok eder, ahlaksızlıkların toplumda hızla yaygınlaşmasına sebep olur. Kur’an-ı Kerim’de, “İnananlar arasında çirkin şeylerin yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da ahirette de çetin bir ceza vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (Nûr suresi, 19. ayet.) buyrularak bu konuda duyarlı olmamız gerektiği hatırlatılmıştır.

DÜŞÜNELİM
“Kul kusursuz olmaz.”, “Beşer şaşar.” atasözlerinin vermek istediği mesaj nedir?

Başkalarının kusurlarını, ayıplarını araştırmak çirkin bir davranıştır ve günahtır. Kur’an-ı Kerim, “Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.”
(İsrâ suresi, 36. ayet.) buyurarak bu konuda bizleri uyarmaktadır. Hiç kimsenin, bir başkasının eksiklerini araştırmaya, sonra da bu eksik ve kusurları sebebiyle insanları yargılamaya hakkı yoktur. Her şeyi bilen ve gören Yüce Rabb’imiz (c.c.), kullarının söylediklerinden de yaptıklarından da en ince ayrıntısına kadar haberdardır. O, herkesin yaptığı en küçük bir iyiliğin de kötülüğün de karşılığını adaletle verecektir.

BİLGİ NOTU
İnsanların birbirlerinin ayıplarını, kusurlarını, eksik yönlerini ve gizli hâllerini araştırması yanlıştır. Buna tecessüs denir. Başkalarının mektuplarını, elektronik postalarını, telefon mesajlarını, günlüklerini okumaya çal ışmak; iki kişinin gizli konuşmalarını öğrenme çabası içine girmek vb. davranışlar da tecessüstür.

Okulda bir sınava girdiğimizi düşünelim. Bu sınavda ne yapmaya çalışırız? Elbette kendi işimize bakar, sınavımızın iyi geçmesi için çaba harcarız. Başkalarıyla beraber girdiğimiz bir sınavda diğer kişilerin sınavlarıyla ilgilenmek, onların kaç yanlış yaptığını araştırmak ne kadar anlamsızdır değil mi? Böyle yapmanın bize bir faydası olmaz, aksine zararı dokunur. İşte biz de bu dünya hayatında bir sınavdayız. Bu sınavda başkalarının kusurlarını araştırmak yerine kendi kusurlarımızla meşgul olup onları düzelterek imtihanı başarıyla geçmek en doğru davranıştır.
Yüce Allah (c.c.) bir ayette, “Ey iman edenler!..Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin...” (Hucurât suresi, 12. ayet.) buyurmaktadır. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) de bir hadisinde,“Müsaade almadan bir kimsenin evinin içine bakmak hiçbir kişiye helal değildir.” (Tirmizî, Salât, 148.) buyurarak başkalarının
gizli hâllerini öğrenmeye çalışmaya hiç kimsenin hakkı olmadığını anlatmıştır. Başka bir hadisinde de “Kendisine için verilmeden evin içine bakan kimseye izin yoktur.” (Ebu Davud, Edeb,126.) buyurmuştur.
YORUMLAYALIM...
“Ey dili ile inanıp kalbine iman girmeyenler! Müslümanlara eziyet etmeyiniz ve onların gizli taraflarını araştırmayınız! Allah, Müslüman kardeşinin gizli tarafını araştıranın gizli tarafını araştırır. Ve Allah, kimin gizli tarafını araştırırsa, evinin içinde bile olsa onu herkese karşı mahcup eder.”
(Tirmizî, Birr, 85.) ..............................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................
Müslüman, başkalarının kusurlarını biliyorsa bile bunları başkalarına anlatmamalıdır. Peygamberimiz (s.a.v.) bu konuyla ilgili bir hadisinde, “Kul, bu dünyada başka bir kulun ayıbını örterse kıyamet gününde Allah da
onun ayıbını örter.” (Müslim, Birr, 72.) buyurmuştur. Başka bir hadisinde de “Arkadaşının ayıplarını (düşünüp) anlatmak istediğin zaman kendi ayıplarını hatırla.” (Buhârî, el- Edebü’l-Müfred, s. 296.) buyurmuştur.
ETKİNLİK
Dört Hintli namaz kılmak için bir mescide varmışlardı. Huşu içinde namazlarını kılmak için niyet edip tekbir aldılar. Müezzin içeri girdiğinde biri gayriihtiyari, “Ezan okundu mu?” dedi. Diğer Hintli, namazda olduğu hâlde berikini ihtar için “Konuştun, namazın bozuldu.” dedi. Üçüncüsü de “Zavallı, sen kendine bak, ona kızma.” dedi. Dördüncüsü de “Allah’a hamdolsun, ben onlar gibi konuşmadım.” dedi. Böylece hepsinin namazı bozuldu.
{Mevlânâ, Mesnevi, C 2, s. 242.} Yukarıdaki hikâye bize hangi mesajları vermektedir? Düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.

bottom of page